Karikatürist, belgesel film yapımcısı, çocuk kitapları ve oyun yazarı da olan Behiç Ak’ın “Tek Kişilik Şehir” adlı oyunu, ilk kez 2001-2002 sezonunda ülkemizin en önemli yönetmenlerinden Işıl Kasapoğlu tarafından Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu’nda sahnelenmiş bir oyun.
Sayın Ak gerçekten de beğenilesi bir metin çıkartmış ortaya. Nitekim 2003 yılında Afife Tiyatro Ödülleri Cevat Fehmi Başkut Yazar Ödülü’ne değer görülmüştür bu oyunuyla Behiç Ak. Bana göre bu ödül bir hakkın teslimidir.
Yazar aynı zamanda karikatüristse, yazacağı bir tiyatro oyununda kullanacağı en iyi yolun, absürd yöntemlerle oluşturulması en doğrusu olurdu. “Tek Kişilik Şehir”de “Mutlu olun!” iletisiyle yola çıkan Behiç Ak da, bunu yeterince başarmış ve imrenilecek bir metni Tiyatro repertuarımıza (dağarımıza) armağan etmiştir. Hele hele iletiyi güçlendiren öğeleri de; doğaya, çevremizdeki güzelliklere bakmak, sevmek ve sahip olduklarımızın değerini bilmek olarak vurgulamakla oyun metnini daha da anlaşılır kılmıştır. Hatta kılmakla da kalmamış bu günlerde çok gereksinimimiz olan yaşama coşkusunu ve sevincini tatmamızı da sağlamıştır bu değerli metniyle.
2007-2008 sezonunda ise oyun ikinci kez Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Serhat Nalbantoğlu tarafından sahnelenmiştir.
Diyarbakır 7. Orhan Asena yerli oyunlar festivalinde, bu güzel metni sahne üstünde görmek harika oldu doğrusu.
Özellikle Serhat Nalbantoğlu’nun seyirciyi de içine alacak şekilde gerçekleştirdiği reji öylesine etki yarattı ki, seyircilerin uzun süre unutamayacakları bir tiyatro tadı alarak çıkmalarına neden oldu tiyatro salonundan. Sayın Nalbantoğlu’nun özellikle oyuncuları kullanımındaki ölçülü ve özenli egemenliği, çevre düzeninde boş alan bırakmadan her santimi değerlendirişi başarılı bir reji örneğiydi.
Oyunda görev alan oyunculara gelince başta Devrim Yakut olmak üzere, Cüneyt Mete, Benian Dönmez, Merve Gül, Ercan Uğur ve Aybar Taştekin’in, rejinin isteği yönünde, ama asla teslim olmadan, giderek kendi oyun güçleriyle yönetmenin başarısını pekiştiren oyunculukları gerçekten de görülmeye değerdi.
Öne çıkan üç oyuncudan biri de Benian Dönmez’di.Hem fiziği hem de oyunculuğu ile etkiledi hepimizi…
Ben en çok Cüneyt Mete’nin “Öğretmenim” adlı şiiri okuyuş tarzını sevdim. Oyundaki birçok komik göndermelerin yanında bu şiir hem duygu yüklüydü hem de bol kahkahalıydı. Elbette bu beğeni, oyuncunun okuma tekniği ile de doğru orantılıydı.
Müthiş performansı ile Devrim Yakut’un da VIII. Lions Tiyatro Ödülleri ve 2007-2008 sezonu Ankara Sanat Kurumu Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne de değer görülmesi bunun göstergesidir bence. Görülesi bir oyuncudur Devrim Yakut. Ayrıca gene 2007-2008 Ankara Sanat Kurumu Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü alan Cüneyt Mete ile En İyi Çevre Tasarımı Ödülü’ne değer görülen Şükrü Kırımoğlu için de haklı ve yerinde bir ödüllendirme diyebiliriz rahatlıkla.
Hiç mi eleştirdiğim yan yok bu oyunda? Asıl iletinin ve yan vurguların sık sık yinelenmesi, belki biraz “Kör göze, sağır kulağa” hoş gelebilir, ancak anlayanlar ve algılamasını bilenler için gereksiz yüklemeler olarak görünüyor yine de. Çünkü biliyoruz ki tiyatrodaki yinelemeler etkiyi azaltan unsurlardır.
Var oluş, doğum, intihar, paylaşım, kendini suçlamak, başkaları için yaşamak, sigara, şarap, yasaklar, kadro, teknoloji, kurslar, ekonomi, çıkar… Bir çok ses bir çok yorum, kalabalık, büyük bir kaos…. derken bunca şeyin arasında; kendi dibine çökmüş, yalnızlaşan insanların gerçekleri ile Tek Kişilik Şehir…
Bugüne kadar görmemiş olanların ilk fırsatta görmelerini diliyorum bu oyunu.
Bir yanıt bırakın