DOKUZLAR BİRLİĞİ

DOKUZLAR BİRLİĞİ

Kendi kendiyle çelişen tanrılar…
Oyun başlıyor birden!
Yürüyorlar.. Ortaya çıkıp yürüyorlar. Birden. Çıplak. Sonra biri
Öbürüne çatıyor. Diğeri diğerine. Soruyor. Sorguluyorlar birbirlerini. Ve her biri diğeri üzerinden kendini tanımaya çalışıyor.
Kendini tanıyan bulan artık diğerine takılmıyor. Sormuyor. Sorgulamıyor. Eğer egosu devam ediyorsa “ben daha iyiyim” diye o zaman da diğeri kendine sorulsun istiyor.
Egoyu farkeden tanrı onu ışığa çeviriyor hemen ama diğerinde devam ettiği için etkisi altında kalabiliyor. Bu yüzden karşısındakini de iyileştirmek zorundalığı çıkıyor ortaya. Başlıyor şifaya önce kendine sunuyor bu şifayı sonra ışığını yansıtmaya başlıyor karanlığa. Karanlık sarıyor onu bazen ışığını boğuyor ancak sonra o da ışık olmaya başlayınca o da yansıyınca birlikte ışıldamaya başlıyorlar.

Yeryüzünde tanrılar taNrıçalar çoğalıyor. Her yer ışıkla doluyor. Her yer parlıyor. Ama o da ne? Her birinin duyguları devam etmekte! Kimisi Duygu dünyasının negatif yönlerini nötrlememiş kimisi pozitif tarafları çok yoğun. Dengeyi biliyorlamış ancak tanrı ve tanrıça olabilmek için duyguları nötrlemek gerekiyormuş. Onlar da dengenin dengesini tutturamamışlar.

Duygu dünyalarını en yoğun şekilde yaşamaya koyulmuşlar. Nehirlerle çağıldıyor rüzgarlarla uçuyor yağmurlarla yıkıyorlarmış… kar ile örterken topraktan bitiyorlarmış hepsi birer yıldız hepsi birer güneşmiş… Hepsi O diye dönerlermiş. Bu yüzden O nun şeklini almışlar “O” diye. Ve hepsi bir döngü oyunu kurgulamışlar.

Sonunda hepsinin birleşmesi gereken bir döngüymüş bu.
Bu yüzden her biri belli bir düzende kendi eksenleri etrafında dönmeye başlamışlar.
Dönerken bazı parçaları tekrar yerlerine geçmek üzere dağılıyormuş. Bazıları yönünü kaybediyor bazıları ise nereye dönmeleri gerektiğini hatırlıyorlarmış. Zamanları dolunca spirali takip ederek yuvalarına dönüyorlarmış.

Bu döngü esnasında türlü karşılaşmalar yaşıyorlarmış. Kimileri kimilerine karışıyormuş tanıdık geliyormuş bazıları bazıları ise uzak farklı itici. Ama ama hepsi değişik bütünlüklerden kopup gelmiş olsa da aslen eninde sonunda o bütünlükleri tamamlayan unsurlar olarak…
Bu esnada yaşadıkları ve yaşattıkları karmaşa içinde her biri tanrısallıklarını ve tanrıçalıklarını unutmuş oluyorlar. Hem de unutturuyorlar. Nedense? Bu da oyunun bir parçası…
Gökyüzüne bakmış tanrıça. Parlayan yusyuvarlak Ay’ı görmüş. Yuvarlak gözbebekleri dolu dolu olmuş. Anlamış. Ay O imiş. O na bir işaret sunmuş ay. O ‘dan O’na yolcusun demiş. Sen tanrıça sen bırak tanrılığı tanrıçalığı bırak. Allah de! O’nunla O l. Onunla ak. Allah de. O sensin sen de O. Allah O lamazsın O na gel. Döne döne tamamla döngünü. Hatırlamaya devam et. Olmaya devam et. Tan rı ça A rabca söyle ken dini.

Dokuz z

__devamı var…black and white abd

13.08.14
Asminn Singez
image

– Sonsuzdan
+ Sonsuza
A: Tekâmül gereği.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*