YURDUN HER YÖRESİNDEN CIKACAK OLAN YENİ YAZARLAR TİYATRO REPERTUARIMIZI ZENGİNLEŞTİRECEKTİR
Ülkemiz toprakları 70 milyona yaklaşan nüfusuyla ve Nazım Ustanın dediği gibi “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” konumuyla, uygarlıkların beşiğidir.
Anadolu’muz, Asya’dan Avrupa’ya uzanan, üstünde değişik kültürleri barındıran bir renk cümbüşüdür adeta…
Oyun yazarı öncelikle topraklarımızdaki uygarlıkları ve kültürel mirası değerlendirebilme yetisine, kendini ve toplum yapısını sentezleme öngörüsüne sahip olmalıdır. Ayrıca evrendeki kusursuz işleyişi fark edebilme yetisiyle de donanımlı olabilmelidir.
Oyun yazarı her şeyden önce hikayesi olan metinler yazan biri olduğuna göre, farklı yörelerin öykülerini tiyatro sahnelerine, özgün tiyatro metinleri olarak taşımanın gerekliliğini bilmelidir.
Böylece de yurdun dört bir yanından gelen yeni hikayeler içerecek olan metinlerle, tiyatro edebiyatımızın tek düzelikten kurtulabileceğinin ve Tiyatromuzun renkli ve değişik bir repertuara ulaşmasını sağlayabileceğinin ayırtında olmalıdır.
Oyun yazarının sorumluluklarından biri de, toplum bilincini yükseltmektir. O her zaman toplumun bir adım önünden gidip duygu düşüncelerde yenilikçi bir sayfa açılımını sağlayan kişidir. Bunu yaparken de, kendi iç dünyasını, bilgi birikimini, içinde bulunduğu dünyayı kendi süzgecinden geçirerek ele alıp değerlendirerek sunmasını bilir. Önümüzde yeni pencereler açıp bizleri bambaşka bir dünyaya götürür. Bunun da ötesinde insan olarak değişimimizi ve toplum olarak dönüşümümüzü sağlar.
Çünkü tiyatro sanatı en kestirme eğitim araçlarının başında gelmektedir ve oyun yazarı yazdığı metinlerle bu önemli eğitim aracına malzeme sunarak en önemli hizmeti vermektedir.
YENİ OYUN YAZARLARININ ÇIKMASI İÇİN GEREKLİ ÖN KOŞULLAR NELERDİR?
Ülkelerin tiyatrolarının varlığındaki en büyük etkenlerden biri kuşkusuz oyun yazarlarıdır. Dolayısıyla oyun yazarlığımızın gelişmesi üzerinde durulması gereken en önemli eylem olacaktır. Kültür-sanat düzeyinin gelişmesindeki temel ölçütlerden biri de budur…
Yeni oyun yazarlarının ortaya çıkabilmesi içinse üç temel gereksinim vardır:
* Eğitim
* Örgütlenme
* Ulusal bir Ajans
Eğitim, yeni yazar için olmazsa olmaz bir önkoşuldurÜlkemizde bilimsel bağlamda tiyatro yazarlığı eğitimi vermekte olan birçok eğitim kurumunun ortaya çıkması sevindiricidir.
Üniversitelerimizde yazarlık bölümlerinin açılması ve birçok genç insanın bu kurumlarda eğitim alması yararlı sonuçlar vermeye başlamıştır şimdiden.
Ancak bu konuda kesinlikle sabırlı olmayı bilmek zorundadır tiyatro insanlarımız. Çünkü yazar sabırla oluşturulur ve aceleye getirilemez.
Bununla birlikte eğitimin başka bir yolu da şu olabilir ;
sürekli okuyarak birikimleri çoğaltmak, sürekli oyun izlemek, sahne uygulamalarını görüp değerlendirmek. …
YAZARLIK KENDİ KİMLİĞİNİ ve ANLATIMINI OLUŞTURACAK BİR DÜZEYE GELMEYİ AMAÇLAYAN BİR SÜRECTİR
Kimi usta yazarlarımızın ilk yazarlık serüvenine başladıklarında kendilerine bir başka ustayı örnek alarak yola çıktıkları ve kısa bir süre sonra da kendi kimliklerini bularak başarılı bir yazar oldukları gerçeği de asla unutulmamalıdır.
Örgütlenme, oyun yazarlarını bir çatı altında birleştirmeyi ve ortak sorunların giderilmesinde yeni çözümler üretmeyi sağlar.
Örgütlenmenin gerekliliği yazarlar için de geçerlidir.Özellikle yeni yazarların, kendilerini kanıtlamış yazarlarla ortak bir örgütte buluşması, onların deneyimlerinden yararlanmalarını sağlar.
Mesleki dayanışma ruhunu geliştirir.
Ancak burada da dikkat edilmesi gereken husus, bu örgütün tiyatrolarımız için bir tehdit aracı olarak kullanılmasını önlemek olmalıdır.
Çünkü çatışmanın ve çıkar kavgalarının olduğu bir yerde yani sevgisiz bir ortamda yazarlık da tiyatro sanatı da asla gelişemez.
ULUSAL BİR AJANS OLUŞTURULMASININ GEREKLİLİĞİ
Yazarların ülkemizdeki her türlü tanıtımlarını yapacak, onların ürünlerini ödenekli ve özel topluluklara ulaştıracak, parasal olarak yazar ve tiyatro yetkililerinin arasında aracı olabilecek bir Kurumun oluşması çok yararlı sonuçlar getirecektir.
Şüphesiz bu iş için de yazarların öncelikle evrensel bağlamda oyunlar üretmesi gerekir.
ÖDENEKLİ VE ÖDENEKSİZ TİYATROLARIMIZA DÜŞEN GÖREVLER
Oyun yazarlığımızın gelişmesinde ve sayısal olarak çoğalmasında ödenekli Devlet ve Şehir Tiyatroları ile Özel Topluluklar’a da önemli görevler düşmektedir.Özellikle yeni yazılan oyun metinlerini sevecenlikle kabul etmeleri, kısa sürede yazara görüş bildirmeleri, yazarlarımızın kendilerine güven duymalarında önemli bir etken olacaktır.
Ayrıca yeni yazarları özendirmeleri, birikimlerini sağlayabilmeleri için çaba göstermeleri ve onları her konuda yönlendirmeleri yararlı sonuçlar verecektir.Övgünün, yaratıcılığın en büyük tetikleyicisi olduğu gerçeğini kavramış yetkililerin, bu yöndeki çabaları, yazarların yazma isteklerini artırmada önemli bir unsur olacaktır.
Çünkü onlar bu yaklaşımlarıyla “ülkede yeni yazar yok, yeni metin yok, yazar yetişmiyor” ön yargısını temelden değiştirmiş olacaklardır.
Bu aynı zamanda üretme isteğini de kamçılayabilecektir.Kaldı ki keşfetmenin onurunu da hep yaşayacaklardır.
Sonuç olarak;
Ülkenin özlenen düzeyde demokratikleşerek, zenginliklerin ve farklılıkların ülke bütünlüğü içinde ve sevgiyle üretime yönelmesinin, oyun yazarlığı için olduğu kadar, ülkenin Dünyadaki konumu bağlamında da yararlı olacağı unutulmamalıdır…. …
Bir yanıt bırakın